İçeriğe geç

Sinsi Tuzak Rüzgar Eğimi

Birçok pilot rüzgar eğiminin ve gölgesinin etkileri ile karşılaşmakta ve yaralanmaktadır fakat bu kazaların arkasındaki gerçek neden fark edilmeden doğrudan deep stall veya spine bağlanmakta ve altında yatan gerçek neden karanlıkta kalmaktadır.

Uçuş hayatım boyuncada birçok kere rüzgar eğiminin veya gölgesinin etkisi ile riskli durumlara düştüm ve bir çok pilotunda bu durumdan muzdarip olduğunu fakat olayı tam olarak tanımlayamadığını fark ettim.

Rüzgar eğiminin ve gölgesinin anlaşılması ve etkilerinin bilinmesi özellikle bu gibi durumların yaşanmasının önüne geçecektir.

Tam olarak neden bahsettiğm konusunda kafanızda genel bir resim oluşturması açısından aşağıdaki kaza videosunun 4:40 ile 5:00 arasını izlerseniz, yamaç paraşütü pilotunun rüzgar gölgesi nedeni ile çok sert bir iniş yaptığını göreceksiniz.

Bu linkteki kaza videosu.

Konunun daha iyi anlaşılması için en baştan kavramları tanımlayarak devam edelim.

Rüzgar eğimi: rüzgar hızı yer seviyesine doğru yaklaştıkça sürtünmeden dolayı düşer. Bu etkiye rüzgar eğimi denir.Özellikle inişte son yaklaşmada bizim uçuşlarımıza etki eder. Genellikle yerden 60 metre yükseklikte başlamakla beraber bunun iki katı yüksekliğine de çıkabilir veya etkisi son 30 metre içresinde hissedilebilir hatta yere birkaç metre kalada başlayabilir. Bölgenin topoğrafyası bitki örtüsü yerleşim alanları termik hareketler rüzgar eğiminin yüksekliğine ve daha keskin veya daha yumuşak olmasına etki eder.

Rüzgar gölgesi, bir engelin rüzgar altında kalan kısmında rüzgar hızının aniden düşmesine denir ve rüzgar eğimi ile aynı etkiye sahiptir.

Rüzgar eğiminin etkilerinin anlaşılması için bazı temel kavramların bilinmesi gerektir.

Hava hızı: kanat hava içerisinde ilerlediğinde kanatın yüzeyinde oluşan havanın hızıdır. Bu hava hızına bağlı olarak bir kaldırıcı kuvvet oluşur. Kanatın yüzeyindeki hava hızı hücum açısına göre değişir. Rüzgar hızından ve yönünden bağımsız olarak kanatın aerodinamik yapısının kendi yüzeyinde oluşturduğu hava akımının hızıdır.

Yer hızı:Kanatın yeryüzü üzerindeki izdüşümünün hızı. Yer referans alındığındaki sürati.

Stall hızı: Kanatın uçmaya başladığı minimum hava hızıdır. Ancak bu hava hızına ulaştığında kanat üzerindeki aerodinamik kuvvetler bir kaldırıcı kuvvet oluşturup kanatı uçurabilir.Ya da tam tersi Kanat uçarken bu hava hızının altına düşerse kanat üzerindeki vektörel kuvvetler bir kaldırıcı üretmeyecek ve kanat uçmayı bırakacaktır

Örnek: Kanatınızın stall hızı 23 km olsun bulunduğunuz tepede 15 km rüzgar var ise siz kanatla 8 km lik (23-15=8) bir hıza ulaştığınızda havalanacaksınız demektir. Buradan hareketle kafa rüzgarında Hava hızı=Yer hızı+Rüzgar hızı diye basit bir denklem kurabiliriz.

İstanbulda deniz kenarında 25 km’lik soaring bandına sahip Ormanlıda kanatı bir noktada demir atmış balon gibi havada asılı bir şekilde dakikalarca durdurmamızdaki sır da bu denklemdedir. Buradaki tek kısıt rüzgarın hızının kanatın stall hızından fazla olması gerekir. Yoksa kanadı uçar vaziyetde sıfır yer hızı ile durdurma imkanı yoktur. Yani hava hızı 25 km=Yer hızı 0 km+ rüzgar hızı 25 km olacaktır.

Varsayalım ki rüzgar hızı aniden 20 km ye düştü denkleme göre aynı hava hızını korumamız için kanatın yer hızının artması yani hızlanması için hücum açısını düşürerek öne doğru hafifçe dalması gerek.

25 km=5 km+20 km

Hava hızı,stall hızı, yer hızı gibi kavramlarla biraz beyin jimnastiği yaptıktan sonra tekrar konumuza dönelim.

Kanat, rüzgar eğimi veya gölgesine girdiği zaman pilotun hiç fren müdahalesinde bulunmaması gerekmektedir çünkü kanat kaybetmiş olduğu hava hızını öne doğru dalarak tekrar kazanmak isteyecektir. Azalan rüzgar hızı nedeniyle yer hızı ve çöküşü artacaktır. Bu dalışla pilot yere hızlı ve tehlikeli bir şekilde yaklaşır ve pilotda hava hızının arttığı yanılgısı oluşur ve dalışı durdurmak için frenlere asılır sonrasında stall veya spinle yere çarpar.

Peki kanat neden öne doğru dalar ? Kanat daha düşük rüzgar hızına sahip bir alana girmiştir ve aerodinamik yapısını korumak için hücum açısını düşürüp aynı hava hızını sürdürmek için öne doğru dalması gerekmektedir. Bu dalış etkisi rüzgar eğimi veya rüzgar gölgesinin rüzgar hızını ne kadar düşürdüğü ile doğru orantılı olarak artacaktır.

Rüzgar hızı çok düşerse kanatın da öne doğru dalışı o derece fazla olacaktır.

Bir örnek vermek gerekirse 30 metrede rüzgar hızı 15 km olsun ve son 10 metrede 5 km ye düşsün. Kanadınızın trim hızı 38 km ve yüzde 40 frenli yaklaşıyorsunuz yani

hava hızınız 32 km yer hızınız ise 17 km. (32 km hava hızı= 17 km yer hızı+ 15 km rüzgar hızı)

10 metre yüksekliğe geldiğinizde aniden rüzgar 5 km ye düşüyor hava hızınız ise birden 22 km ye(32-10=22) düştü stall hızınız ise 23 km

Yani artık kanadınız uçmuyor aerodinamik yapısını hava hızını kaybetti ve stall oldunuz. Rüzgar hızında bu denli keskin ve ani bir düşüş rüzgar gölgesinde olabilir.

Rüzgar eğiminde ise daha kademeli bir düşüş olacağı için kanat bu 10 km lik rüzgar hızındaki düşüşü öne dalarak ve akabinde ciddi bir çöküşle kompanse edebilir.

Yer hızı 17 km den 27 Km ye çıktığında tekrar eski hava hızını kazanmış olarak uçuşuna devam edecektir. (32 HH=27 YH+ 5 RH)

Fakat pilot burda ciddi bir çöküş yaşayıp akabinde yer hızının artmasından dolayı yere doğru hızla yaklaşmaya başlarken panik yapıp frenlere asılırsa stall olacaktır.

Genelde kazalar kanatın hava hızını korumak için yaptığı bu dalışı durdurmak isterken meydana gelir. Eğer rüzgar eğimi veya rüzgar gölgesine girildiğinde yeterli yükseklik varsa pilot aşırı müdahale etmezse öne doğru dalıp tekrar hava hızını kazandığında uçuşuna daha yüksek bir yer hızıyla tekrar devam edecektir. Eğer çok frenli girmediyse rüzgar eğimine güzel bir iniş yapma fırsatı hala vardır palye ile. Eğer çok frenli girdiyseniz kötü ve sert bir iniş sizi bekliyor demektir.

Rüzgar eğiminin etkisini en aza indirmek için son yaklaşmayı çok frenli değil mümkün olduğunca hızlı bir şekilde yapmak gerekir. İdeal olan yüzde 20 fren pozisyonudur. Hem kanatın hava hızını çok düşürmemiş olursunuz hem de kanatı ve havayı hissedebilmek için yeterlidir.

En kötü senaryolardan biri de rüzgar eğimine dönüş esnasında girmektir. Diyelim ki son yaklaşmadasınız yan rüzgarda son S’nizi yapıp rüzgar üstüne dönüşünüzü yaparken rüzgar eğimi ya da gölgesine girdiniz siz dönmeyi umarken hava hızınız düştüğü için kanat dönüşe direnecek ve çok yavaş tepki verecektir ve dönmeyi umduğunuz noktadan çok daha ileri bir noktaya doğru kayacak ve umduğunuzdan çok daha fazla irtifa kaybederek dönüşünüzü gerçekleştirebileceksiniz. Eğer önünüzde inişinizi kısıtlayan bir engel yoksa bu gecikme ve irtifa kaybı pek de fazla problem yaratmayacaktır fakat var ise stresle kanadı döndürmek isterken spine sokabilir yada engelin arkasında kalarak çok riskli bir iniş yapmak zorunda kalabilirsiniz.

Anabatik veya dinamik soaring yaparken tepe hizasında veya altında iken sekiz çizmek yerine yamaca çok yakın 360 atmaya kalktığınızda rüzgar eğiminin sürpriz etkisiyle karşılaşabilirsiniz.

Yamaç boyunca akan rüzgarın hızı sürtünmeden dolayı yamaca yaklaştıkça düşecek ve yamaç boyunca bir rüzgar eğimi oluşturacaktır. Dönüşünüzde rüzgar üstünden rüzgar altına doğru hızlı ve dar bi dönüş yapıp yamaca çok yaklaşırsanız rüzgar altından rüzgar üstüne dönüşte ise kanatın hava hızı düşücek ve dönüşe direnecek çöküşü artacak belkide dönüşünüzü tamamlayamadan yamaca çarpacak ya da dönüşü başlangıçtaki hızda sürdürmek için ve yamaca çarpmamak için freni çok çekecek sonrasında spine gireceksiniz.

Rüzgarlı bir günde ağaçlarla çevrili bir alana ya da bir engelin rüzgar altına inmek zorunda kaldınız ilk önce rotorlu bir alandan geçicek sonrasında rüzgar gölgesi ile karşılaşacaksınız. İniş planlamasını iyi yapmayıp kanadı frenleyip süzülüşünü düşürerek inmeye çalışırsanız rüzgar gölgesinde kanat hava hızını kaybedip stalla girebilir.

%20 fren konumu ve güzel bir iniş planlamasıyla hem rotorlu bölümde aktif pilotaj imkanı hem de rüzgar gölgesinde iyi bir hava hızı sağlanacaktır.

Rüzgar eğimi ve rüzgar gölgesinin sinsi tuzağına düşmemek için kanat üzerindeki etkilerinin bilinmesi ve olası senaryolar hakkında da hazırlıklı olmak gerekir.

Servet Yalçınkaya

 

Servet Tümünü göster

Yamaç paraşütüne 2006 senesinde başladım. Gökyüzünü birlikte paylaştığım arkadaşlarıma daha emniyetli ve keyifli bir havacılık deneyimi yaşamaları için bugüne kadar edindiğim bilgi ve tecrübelerimi sunmak istiyorum.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: