İçeriğe geç

Hızlı Uçuş Teorisi-4

Bir önceki yazıda MacCready değerinin ne kadar yüksekliği zaman için harcayabileceğimizi belirlediğini anlatmıştık. Fakat ortalama xc hızını yükseltmek için ne zaman termik döneceğimize karar vermenin çok daha önemli olduğunu söylemiştik. Çünkü esasında en büyük vakti termik dönerken kaybediyoruz ve termik dönüşlerini ne kadar azaltırsak o kadar yükseliyor xc hızımız. Yamaç paraşütünde hızlar birbirine çok yakın esas yarış termikler arasında uçarken değil termik içersinde yükselirken fark ediyor. Kim daha az termik dönerse ve hızlı yükselirse çok daha büyük avantaj elde ediyor.

Bruce gold Smith diyor ki “Birçok pilot yarışmanın ve hızlı uçmanın speed bara sonuna kadar basmak olduğu, gibi yanlış bir algının etkisi altındalar. Halbuki bu çok yanlış bir düşünce. Hızlı uçmak hızlı süzülmek ile ilgili değildir. Diğer şeyler çok daha önemlidir. Misal hızlıca güçlü bir kaldırıcı bulup etkili bir şekilde dönmek ve alçak kalıp bir yerde tıkanıp kalmamak gibi…”

Peki hangisi daha önemli Süzülme fazı mı ? Yoksa Tırmanma fazı mı ? Bu soruya cevap bulmak için yazdığı makalede süzülüş fazında optimum hızda uçmanın yamaç paraşütünde kazanç veya kaybının en fazla 1 dakika civarında olduğunu gösteren bir örnek veriyor, Bruce Gold Smith.

Fakat tırmanma fazında ise iyi tırmanan bir pilot ile kötü tırmanan pilot arasındaki farkın yaklaşık 2 kat olabileceğini söylüyor ki 1000 mt lik bir tırmanmada yaklaşık 5 dakikalık bir fark oluşabiliyor bir termik için. Verimli termik dönen birinin ortalama tırmanma oranı 2,5 m/sn’yi bulurken etkili tırmanamayan biri aynı termiği ortalama tırmanma oranı 1,5 m/sn ile dönüyor.

Yamaç paraşütünün hızlanma aralığı çok geniş olmadığı için süzülüşte optimum hızda uçmak tırmanma fazında verimli yükselmek kadar çok büyük fark yaratmıyor.

Hatırlarsak döneceğiniz bir sonraki termiğin gücü sizin MacCready değerinizdi. McCready değeri sadece sizin bir sonraki termiğe süzülüş hızınızı belirlemez, Ayrıca süzülüş sırasında karşılaşacağınız termiklerin hangilerini döneceğinizi yani ne zaman dönmek için duracağınızı da belirler. Diyelim ki MacReady değeriniz 2 m/sn. Süzülüş esnasında 2 m/sn ve üstü termikler için durup dönebilirsiniz aşağısında olanlarında durmazsınız. 

Size süzülüş esnasında günün en iyi termiklerini seçmeniz için referans bir değer verir. MacCready değeri sabit değildir. İrtifanız ile birlikte değişir. İrtifanız azaldıkça MacCready’i değeriniz düşer. İrtifanız yükseldikce McCready değeriniz artar. Kabaca bir örnek vermek gerekirse 4000 mt desiniz MacCready değeriniz 4 diyelim.(Teoride MacCready değeri günün en yüksek termik değerinin altında olması gerekir. Örnek anlaşılsın diye bu abartılı değerleri kullanıyorum) 3000 mt’de 3, 2000 mt’de 2, 1000 mt’de 1 olmalıdır.

Eğer irtifanız azaldıkça McCready değerini düşürmez iseniz patlarsınız.(Patlama deyimi yp jargonunda kaldırıcı bulamayıp zorunlu iniş yapmak anlamına geliyor. Bir Tandem(çift kişilik uçuş) yolcusuna yelken yaparken, patlayacağız galiba deyince, yanlış anlamış panik yapmıştı:) Yeni başlayanlar için açıklama gereği duydum.:)

McCready değerinin irtifa düştükçe azalması Uçuş bandı tekniğinin oluşmasını da sağlar. Uçuş bandı teoride bulut tabanı ve yer arasındaki mesafenin 2/3  kısmını oluşturur. Ve pilot bu aralıkta kalarak uçuşunu gerçekleştirmeye özen gösterir. Yere yakın olan 1/3 lük kısmın altına düşmesi istenmez. Pratikte ise genelde yer ile bulut tabanı arasındaki mesafeyi ikiye bölerek kullanır çoğu pilot. Bir de hayatta kalma moduna geçildiği minimum yükseklik vardır bu da uçuş bölgesindeki iniş alanlarına ve günün koşullarına göre değişebilir. Misal planörcülerde 400 mt kuralı vardır bu yüksekliğe düşüldüğünde neye rastladıysan onu dönersin ve bırakmazsın. Bu yamaç paraşütü için çok yüksek bir değer çünkü yamaç paraşütü ile çok dar alanlara iniş planlaması yapılabilir. Hayatta kalma bandı (Mecazi anlamda kullanıyoruz hayatta kalma kelimesi havada kalmak için termik seçim şansının olmadığı sınırı tarif ediyor.) 0.2 m/sn, 0,1 m/sn’yi hatta sıfırı dahi döneceğiniz yüksekliktir. Bu öyle bir yüksekliktir ki daha iyisini bulurum diye süzülüp gidemeyeceğiniz seçme şansınızın olmadığı minumum yükseklik sizin hayatta kalma bandınızdır..

Tekrar baştaki örneğimize dönrsek 4000 mt de McCready değeriniz 4 m/sn iken süzülüş hızınızı sanki 4’lük bir bastırıcının içindeymişcesine hızlandırabilirsiniz. Bu da fullspeed e denk gelir. MacCready değeri irtifanız düştükçe azalır buna bağlı olarak süzülüş hızınız da düşer ve tabii ki MacCready değeri düştükçe termikleri seçme şansınız da düşer. Bulut tabanındayken çok agresif uçarken alçalmaya başladıkça daha temkinli uçarız.

Ayrıca MacCready değeri termiği bırakma zamanınızıda belirler. MacCready değeriniz 2 m/sn ise tırmandığınız termik 2 m/sn nin altına düştüğü zaman, termiği sonuna kadar dönmeyip süzülüşe başlamalısınız. 

Planör pilotu Reichman’nın koyduğu bir algoritma var bunla ilgili. Çok basit bir denklem.

Termiğe ilk girişteki tırmanış oranı=MacCready değeri=Termiği bıraktığınız değer

Reichman termiklerin başlangıçı zayıf, ortası kuvvetli, sonu zayıf olduğu varsayımı ile geliştirdiği bir denklem.

Brucu Gold smith’in kitabında Adrian Thomas, Reichman’nın algoritmasını biraz değiştirerek çok güzel bir görsel ile anlaşılır bir şekilde açıklamış.

Diyelimki termiğe 0,5 m/sn ile girdin MacCready değerin artık bu termiği dönmeye başladığın ilk değer oluyor. Yükseldikçe  kuvvetlendi sonra zayıflamaya başladı termik ve 0,5 m/sn’ye düştüğünde termiği bırakıyorsunuz. 

Görseldeki sayısal değerler ile yazımdaki değerler tam örtüşmeyebilir. Ona fazla takılmayın mantık aynı:) McCready değeriniz 0,5 m/sn olarak süzülürken 2 lik bir termiğe rastlıyorsunuz ve tırmanmaya başlıyorsunuz. MacCready değeriniz artık 2. Termik 2’nin altına düştüğünde termiği bırakıp süzülüşe geçiyorsunuz. Süzülüşte 2’nin altındaki termikleri dönmüyorsunuz. İrtifanız azalmaya başlayınca daha önce belirlediğiniz uçuş bandının altına düşünce 1 m/sn’lik termiği almaya razı oluyorsunuz. Eğer bu termik sizin daha önce belirlediğiniz 2 m/sn lik termik kuvvetine erişmiyorsa bu termikte fazla oyalanmayıp daha güçlü bir termiğe ulaşacak yüksekliğe gelince hemen bırakıp süzülüşe geçiyoruz. Güçlü termiklerin olduğu bir günde zayıf bir termikle maximum yapmaya çalışmak yapılan en genel hatalardan biri. Benimde üzerinde çalıştığım zaaflarımdan biri. 🙂 Mecburiyetden zayıf bir termikle tırmanmak durumunda kalabilirsin. Debelenerek onla maximum yapmaya çalışmaktansa daha güçlü bir termiğe ulaşmak için yeterli yüksekliği elde ettiğin anda bırak ve devam et. Bir yarışmada iyi pilotlardan biri ile pek de tat vermeyen düzensiz bir termiği dönüyorduk. Biraz rahatlayacağımız bir yüksekliğe gelince, uçuş bandının 1/2 lik kısmında termiği bırakıp devam etti. Bense debelenerek maximum yapmayı tercih edip boş yere vakit kaybettim. Güçlü koşullarda daha iyi termik bulmak için zayıf termikleri ilk fırsatta terk edin ve yola devam edin.

Şimdi geriye dönersek Reichman’nın teorisinde adrian’nın anlattığının tersine başlangıç dönüşündeki termik değeri esasında senin mevcut döndüğün termik değil bir sonraki tahmin ettiğin termiğin ilk dönüşündeki değer ki burada ince bir nüans var, fakat bu haliyle de teori oldukça işler ve güzel duruyorJ

Adrian’nın teorisine dönersek bu algoritma termiğin en güçlü kısmında uçmamızı sağlıyor. Eğer altta zayıf bir termikle kazıyarak başladıysan yukarıda da kazıyarak dibine kadar dönüyorsun ve süzülürken daha temkinli hızlanıyorsun. Daha iyi bir termik bulduğunda ise aşağıda az vakit kaybettiysen yukarıda da fazla oyalanmıyor ve daha hızlı süzülüyorsun. Kısaca algoritmanın mantığı bu.

Helmut Reichman ise cross country soaring adlı kitabının 59. Sayfasında çok açık bir şekilde Son tırmanma oranı=İlk tırmanma oranı (bir sonraki termiğin ilk tırmanma oranı) olduğunu söylüyor. Adrian ise mevcut termiğin ilk tırmanma oranının son termiğin tırmanma oranına eşit olması gerektiğini söylüyor. Bu aynen Tavuk mu yumurtadan çıkar ? yoksa yumurta mı tavuktan çıkar ? sorusuna benziyor:) Bu polemiği burada bırakıp yazıyı sonlandıralım.:)

Servet Yalçınkaya

Servet Tümünü göster

Yamaç paraşütüne 2006 senesinde başladım. Gökyüzünü birlikte paylaştığım arkadaşlarıma daha emniyetli ve keyifli bir havacılık deneyimi yaşamaları için bugüne kadar edindiğim bilgi ve tecrübelerimi sunmak istiyorum.

One thought on “Hızlı Uçuş Teorisi-4 Yorum bırakın

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: